Halk Hekimliği

Derbent Köyünde sağlık ocağı 1980 yılında kurulmuştur.Köy halkı sağlık hizmetlerinin yeterince yaygınlaşmadığı , ulaşımın elverişsiz olduğu dönemle de karşılaşmış oldukları bir takım sıkıntıları, rahatsızlıkları kendi imkanları dahilinde geliştirdikleri yerel ve ilkel metotlarla iyileştirmeye çalışmışlardır.Bu uygulamaların büyük bir kısmı günümüzde terkedilmiş olsa da bazıları hala geçerliliğini korumaktadır.Halk hekimliği adı verilen bu tedavi uygulaması ile “ocak” olarak kabul edilen aile ilgilenir.Tedavi “ocak” olarak kabul edilen aile bireyleri arasında “el verme” uygulaması ile uzun süre devam etmektedir. Köy halkı her türlü derdin ve rahatsızlığın Allah’tan geldiğine inanır ve “derdi veren dermanı da verir” anlayışına sahiptir.Yine “dert gezer,dermanda beraberinde gezer” sözü bu konudaki görüşleri ortaya koymaktadır.
60-70 yaşına kadar doktor ve ilaç yüzü görmeyen insanlar karşımıza çıkmaktadır.Bu insanlar ilaçların insanı tedavi etmekten ziyade daha da hasta edeceğine inanırlar ve tedaviyi ilaç ve doktor yerine kendi geliştirdikleri birtakım yöntemlerle iyileştirmeye çalışırlar.

Derbent Köyünde halk hekimliğinde karşımıza çıkan inanış ve uygulamalar

ALAZLAMA

Vücutta meydana gelen şişlik ve yaralar “ocak” olarak kabul edilen aile tarafından tedavi edilir.Bu uygulamayı Arıcı ailesinden Cemaynur Arıcı ve Koca Bekir ailesinden Hatun Babayiğit yürütmektedir.
Bu tedavi yönteminde rahatsız olan bölge herhangi bir demir parçası ile ovalanır.Bu demir parçası genellikle hamur kesmede kullanılan “ersin” dır.Ateşte ısıtılan bu ersin bir beze sarılarak yaralı bölgeye sürülerek ovalanır ve alazlanma işlemi sona erer.
Alazlamayı yapan kişinin bu esnada kollarında ağrı hissetmesi , rahatsızlığın tedavi olduğuna işarettir.Bu tedavi yöntemi halen geçerliliğini korumaktadır.

BÖĞÜRLEME

Böbrek ve karın bölgesinde ortaya çıkan rahatsızlıklarda , ağrıyan bölge ovulur ve ateşte pişirilen yumurta rahatsız olan bölgeye sarılır.Kimi zamanda yumurta yerine bal sarıldığı da görülür.Bu uygulama ocak olarak kabul edilen ailenin sona ermesiyle unutulmuştur.

KIRIK-ÇIKIK SARMAK

Özellikle , kol ve bacak , kırık çıkıklar başta olmak üzere , maruz kalınan ortopedik rahatsızlıklarda “sınıkçılık” başvurulan ve tam anlamıyla iyi bir tedavi görülen yöntemdir.İnsan sağlığında olduğu gibi hayvan sağlığında da aynı uygulama kabul görmüştür.
Bu uygulamada önce rahatsızlık tespit edilir , kırık veya çıkık olan organ önce tedavi edilir daha sonra kavak kabuğu yardımı ile sargıya alınırdı.Bu uygulamayı kivit oymağından Rabia hanım uzun süre sürdürmüş , onun ölümünden sonra bu uygulama tamamıyla terkedilmiştir.

BOĞAZ ÇEKME

Genellikle yattığı yastıktan dolayı boğazında bir ağrı hisseden ve diğer boğaz ağrılarıyla karşılaşan kişilere uygulanan bir yöntemdir.Hasta olan kişinin boğazı elle ovalanır ve sonunda , tülbent bağlamak suretiyle boynu çekilirdi.Bu esnada hastanın ayaklarına da bir diğer kişinin oturması gerekir.
Bu tedavi yöntemini , ikiz doğum yapan kadınlar gerçekleştirmektedir.Aksi takdirde tedavinin geçersiz olacağına inanılır.

DERMA TEDAVİSİ

Derma , vücudun değişik yerlerinde ortaya çıkan , sulanan , kabuklanan ve aşırı kaşıntı yapan bir cilt rahatsızlığıdır.Bu rahatsızlıkla karşılaşan insanlar “ocak” olarak kabul edilen “Orakçı” ailesine başvurulur. “Orakçı” ailesinin bütün bireyleri bu uygulamayı gerçekleştirmektedir.
Rahatsız olan bölge üç Cuma üst üste etrafı bıçakla çizilerek , üzerine tükürülür.Tedavinin tamamlanmaması halinde iyileşmenin olmayacağına inanılır.Tedavi süresince hastanın bulgur ve turşu yememesine dikkat edilir.

SİNİZ BAĞLAMA

Sinil , el ve parmak başta olmak üzere vücudun değişik yerlerinde çıkmaktadır.Sinilin nazar sonucu çıktığına inanılır.
Sinil de derma gibi Cuma günleri tedavi edilir.Vücuttaki sinil ocak olarak kabul edilen kişi tarafından okunan bir iplik parçasıyla bağlanarak boğulur.Bu iplik okunmuş bir ipliktir.Bağlanarak boğulan sinil iki , üç gün içinde kendiliğinden kaybolur.Köyde bu uygulamayı Turhan ailesinden Arif Turhan gerçekleştirmektedir.

PÖÇÜK ÇEKME

Yüksekten düşme veya ağır kaldırma sonucu pöçük kemiğinde rahatsızlık hisseden kişiye bu yöntem uygulanır.Rahatsız olan kişi , yatırılarak , eğildiği-düştüğü iddia edilen pöçük kemiği , parmak yardımıyla tekrar kaldırılır.Tedavi sonunda ağrıyan bölgeye bazen et , bazen kara sakız bazen de yakı vurulur.
Bu uygulamayı ehil olan insanlar yapar.

DİĞER İNANIŞ VE TEDAVİ YÖNTEMLERİ

Köyde eskiden beri uygulanmakta olan diğer inanış ve uygulamaları şu şekilde sıralamak mümkündür:
¬ Baş ağrısında,alna ve başın ağrıyan kısmına patates dilimlenerek sarılır.
¬ Karın ağrısında,hastaya zeytin yağı ile pişirilen kömeç suyu içirilir.
¬ Diş ağrısında,ağrıyan dişe tuz basılır.
¬ Yanıklara süt yüzü veya yoğurt sürülür.
¬ Köpek ısırdığında,ısırılan bölgeye o köpeğin tüyü basılır.
¬ Boğaz düşmesinde sobada haşlanan elma sarılır.
¬ Çıbanların olgunlaşıp,patlaması için,ateşte haşlanan lahana ve kelle soğan sarılır.
¬ Arı sokmasında,sokulan bölge demirle ovulur veya yoğurt sürülür.
¬ Kanamaları durdurmak için kanayan bölgeye yakılan çaput veya kağıt külü sürülür.
¬ Kulak ağrısında,ağrıyan kulağa anne sütü sağılır.Sarımsak konur,mercimeğin buharına tutulur.
¬ Mayasır olan kişi kömeç buğusuna oturtulur.
¬ Göbeği kesilen çocuğun göbeğine katran sürülür,nane basılır.
¬ Zatüre olan kişiye kaynamış suyun buharı ağzına verilir.
¬ İncinen veya burkulan bölge,jiletlenerek pis kan dışarı çıkarılır. Daha sonra o bölgeye zeytin,et,yumurta sarısı,kara üzüm sarılır.Yine aynı bölgeye fiğ ununun tuz ile karılıp sarıldığı görülür.
¬ Diz ağrısında veya romatizmal ağrılarda ağrıyan bölgeye papatya ezilerek sarılır,ısırgan otu kaynatılarak suyu içirilir.
¬ Böbrek taşının düşürülmesi için maydanoz yenir.At arabasına veya traktöre binerek gezilir.
¬ Nazardan korunmak için üzellik tütsülenir,köz söndürülerek suyu kişiye içirilir.Çocukların yüzüne soba isi sürülür.Nazarlık kullanılır.
¬ Yeni doğan bebeğin kara kaşlı olması için,kaşlarına kazan dibi sürülür.
¬ Bebeklerde görülen sarılık hastalığına karşı,sarı yemeni kullanılır.
¬ Öksürük için,kurutulan ayva yaprağı kaynatılarak içilir.
¬ Doğum yapamayan kadınlara çeşitli bitkiler kaynatılarak içirilir veya hocaya okutulan yiyecek ve içeceklerden faydalanılır.